SÜNNETE VE SAHİH HADİSLERE UYMAK HAZRETİ KUR'ANA GÖRE ZORUNLUDUR

SÜNNETE VE SAHİH HADİSLERE UYMAK HAZRETİ KUR'ANA GÖRE ZORUNLUDUR

Hamd yalnızca Allah'adır.
soru:bu gün PEYGAMBER EFENDİMİZ'İN S.A.V Sünnet ve sahih hadislerine gizliden gizliye düşman olan Dinde PEYGAMBER EFFENDİMİZ'İN S.A.V sünnetinde ve hadislerinde olan herşeye başörtüsüteravih namazımübarek gün ve gecelerkurban hususunda her şeyi deforme ve reddeden ve alim geçinen ve insanların kafasını karıştırmaya çalışan bir takım zevat var.HAZRETİ ALLAH (C.C) bu konuda ne demektedir?.sahih! (PEYGAMBER EFENDİMİZ'İN S.A.V sözü olduğu kesin olan Hadis ve sünnete uymalımıyız?yoksa sadece HAZRETİ KUR'AN bize yetermi?
53-NECM SURESİ:

BİSMİLLAH
2 -(Muhammed) sapmadı azmadı.

3 - O hevâdan (arzularına göre) konuşmaz.

4 - O(nun konuşması kendisine ) vahyedilenden başkası değildir.
http://www.kuranikerim.com/melmalili/necm.htm

soru ciddi bir müslümana çok ilginç ve dehşete düşüren bir durum arzetmektedir. Apaçık gün gibi ortada olduğu ve herkes tarafından kabul edilen ve dînin esaslarından sayılan bir şey nasıl olur da soru sorma konusu olabilir?

Fakat soru sorulduğuna göre -Allah Teâlâ'dan yardım dileyerek- sünnetin ve sahih hadislerin huccet oluşu sünnete uymanın farz oluşu sünnetin önemi ve sünneti reddedenin hükmü konusunda şu şer'î köklü ilmi sunuyoruz. Bu şer'î köklü ilim sünnet ve hadis konusunda insanları şüpheye düşürenlere ve kendilerini Kur'ancılar (vehhabimütezile gibi taifeler) olarak adlandıran -ki Kur'an onlardan berîdir- sapık tâifenin mensuplarına bir cevap niteliğindedir.

Yine bu şer'î köklü ilim -Allah'ın izniyle- bu konuda hakkı öğrenmek isteyen herkese faydalı olacaktır.

Sünnetin ve sahih hadislerin huccet oluşuna dâir deliller:

Birincisi: Kur'an-ı Kerim bir çok yönden sünnetin huccet olduğuna delâlet etmiştir.

1. Allah Teâlâ rasûlüne itaati kendisine itaatten saymıştır.

Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:

(مَنْ يُطِعِ الرَّسُولَ فَقَدْ أَطَاعَ اللَّهَ وَمَنْ تَوَلَّى فَمَا أَرْسَلْنَاكَ عَلَيْهِمْ حَفِيظاً) [ سورة النساء الآية :80 ]

“Kim Rasûl’e itaat ederse Allah’a itaat etmiş olur. Kim de (Allah'a ve Rasûlüne itaat etmekten) yüz çevirirse (bil ki Ey Muhammed!) Biz seni onların üzerine bir gözetleyici olarak göndermedik.”[1]

2. Allah Teâlâ kendisine itaati rasûlüne itaat ile birlikte zikretmiştir.

Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:

( يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا أَطِيعُوا اللَّهَ وَأَطِيعُوا الرَّسُولَ وَأُولِي الْأَمْرِ مِنْكُمْ فَإِنْ تَنَازَعْتُمْ فِي شَيْءٍ فَرُدُّوهُ إِلَى اللَّهِ وَالرَّسُولِ إِنْ كُنْتُمْ تُؤْمِنُونَ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الْآخِرِ ذَلِكَ خَيْرٌ وَأَحْسَنُ تَأْوِيلاً) [ سورة النساء الآية :59 ]

“Ey îmân edenler! Allah’a itaat edin. Rasûle de (hak olarak getirmiş olduğu şeylere) uyun. sizden olan (müslüman) idârecilere de itaat edin (HAZRETİ ALLAH'A CELLE CELALÜH isyanı emretmedikçe). Aranızda herhangi bir konuda anlaşmazlığa düşerseniz gerçekten Allah’a ve âhiret gününe îmân ediyorsanız o konuda hüküm vermek için onu Allah’(ın kitabı Kur’an)a ve elçisi (Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-’in sünneti)ne götürün.Allah’(ın kitabı Kur’an)a ve elçisi (Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-’in sünneti)ne götürmek; sizin için (ayrılığa düşüp görüşlerinizle hareket etmenizden) daha hayırlı sonuç bakımından da daha güzeldir.” [2]

3. Allah Teâlâ RASULÜNÜN S.A.V sahih hadis ve sünnetine aykırı hareket etmekten şiddetle uyarmış ve ona karşı gelen kimseyi cehenneme sokmakla tehdit etmiştir.

Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:

(لا تَجْعَلُوا دُعَاءَ الرَّسُولِ بَيْنَكُمْ كَدُعَاءِ بَعْضِكُمْ بَعْضاً قَدْ يَعْلَمُ اللَّهُ الَّذِينَ يَتَسَلَّلُونَ مِنْكُمْ لِوَاذاً فَلْيَحْذَرِ الَّذِينَ يُخَالِفُونَ عَنْ أَمْرِهِ أَنْ تُصِيبَهُمْ فِتْنَةٌ أَوْ يُصِيبَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ) [ سورة النور من الآية: ٦٣ ]

“O'nun (Rasûlullah’ın) emrine aykırı hareket edenler başlarına bir belânın gelmesinden veya âhirette acıklı bir azâba uğratılmalarından sakınsınlar.”[3]

4. Allah Teâlâ rasûlüne itaat etmeyi îmânın gereklerinden ona aykırı hareket etmeyi ise nifakın alâmetlerinden saymıştır.

Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:

( فَلا وَرَبِّكَ لا يُؤْمِنُونَ حَتَّى يُحَكِّمُوكَ فِيمَا شَجَرَ بَيْنَهُمْ ثُمَّ لا يَجِدُوا فِي أَنْفُسِهِمْ حَرَجاً مِمَّا قَضَيْتَ وَيُسَلِّمُوا تَسْلِيماً) [ سورة النساء الآية: ٦٥ ]

"Hayır! Rabbine yemîn olsun ki (Ey Muhammed!) Onlar kendi aralarında çıkan anla؛mazlıklarda (hayatta iken) seni (vefatından sonra da sünnetini) hakem kılıp sonra da senin verdiğin hükme içlerinde hiçbir sıkıntı duymadan ve ona tam bir teslimiyetle teslim olmadıkça îmân etmi؛ olmazlar." [4]





5.Allah Teâlâ Allah ve rasûlünün çaًr‎s‎na‎ uymay‎‎ kullar‎na emretmi‏‏tir.

Nitekim Allah Teâlâ bu konuda ‏ِyle buyurmu‏tur:

(يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اسْتَجِيبُوا لِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ وَاعْلَمُوا أَنَّ اللَّهَ يَحُولُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِهِ وَأَنَّهُ إِلَيْهِ تُحْشَرُونَ) [ سورة الأنفال الآية: ٢٤ ]

"Ey îmân edenler! Size hayat verecek (haktan olan) ؛eylere sizi çağırdıkları zaman Allah'a ve Rasûlüne icâbet edin.(Ey mü'minler!) Bilin ki Allah ki؛i ile kalbi arasına girer ve (kıyâmet günü) siz mutlaka O'nun huzurunda toplanacaksınız."[5]

6.Allah Teâlâ aralarında herhangi bir konuda anla؛mazlık ve ihtilafa dü؛tüklerinde onu halletmek için Allah'a ve rasûlüne gِِtürmeyi kullar‎na emretmi‏tir.

Nitekim Allah Teâlâ bu konuda ‏ِyle buyurmu‏tur:

(يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا أَطِيعُوا اللَّهَ وَأَطِيعُوا الرَّسُولَ وَأُولِي الْأَمْرِ مِنْكُمْ فَإِنْ تَنَازَعْتُمْ فِي شَيْءٍ فَرُدُّوهُ إِلَى اللَّهِ وَالرَّسُولِ إِنْ كُنْتُمْ تُؤْمِنُونَ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الْآخِرِ ذَلِكَ خَيْرٌ وَأَحْسَنُ تَأْوِيلاً) [ سورة النساء من الآية :59 ]

“Aranızda herhangi bir konuda anla؛mazlığa dü؛erseniz gerçekten Allah’a ve âhiret gününe îmân ediyorsanız o konuda hüküm vermek için onu Allah’(ın kitabı Kur’an)a ve elçisi (Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-’in sünneti)ne gِِtürün.Allah’(‎n kitab‎ Kur’an)a ve elçisi (Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-’in sünneti ve sahih hadislerine)ne gِtürmek; sizin için (ayr‎l‎ًa dü‏üp gِrü؛lerinizle hareket etmenizden) daha hayırlı sonuç bakımından da daha güzeldir.” [6]

İkincisi: Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in sünneti bir çok yِِnden sünnetin huccet olduًuna delâlet etmi‏tir.

1. Ebu Râfi'den -Allah ondan râz‎ olsun- rivâyet olduًuna gِِre Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- ؛ِyle buyurmu؛tur:

(( لاَ أَلْفَيَنَّ أَحَدَكُمْ مُتَّكِئاً عَلىَ أَريِكَـتِهِ يَأْتيِهِ أَمْرٌ مِمَّا أَمَرْتُ بِهِ أَوْ نَهَيْتُ عَنْهُ فَيَقوُلُ: لاَ أَدْريِ ماَ وَجَدْناَ فيِ كِتاَبِ اللهِ اتَّبَعْناَهُ )) [ رواه الترمذي وأبو داود وابن ماجه بسند صحيح ]

“Sizden birinizi koltuğuna yaslanmı؛ bir halde kendisine yapmasını emrettiğim veya yapmaktan yasakladığım bir ؛ey hakkında sorulduğunda: 'Biz Kur’an’da neyi bulursak ona uyarız ba؛kasını bilmem' diyerek sünnetimi ve sahih hadislerimi inkâr ettiğini gِِrmeyeyim.”[7]

2. فrbâd b. Sâriye'den -Allah ondan râz‎ olsun- rivâyet olduًuna gِre Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- ؛ِyle buyurmu؛tur:

(( أَيَحْسَبُ أَحَدُكُمْ مُتَّكِئًا عَلَى أَرِيكَتِهِ، قَدْ يَظُنُّ أَنَّ اللَّهَ لَمْ يُحَرِّمْ شَيْئًا إِلاَّ مَا فِي هَذَا الْقُرْآنِ، أَلاَ وَإِنِّي وَاللَّهِ قَدْ وَعَظْتُ وَأَمَرْتُ وَنَهَيْتُ عَنْ أَشْيَاءَ إِنَّهَا لَمِثْلُ الْقُرْآنِ أَوْ أَكْثَرُ ))

[ رواه أبو داود ]

“Sizden biriniz koltuğuna yaslanmı؛ bir halde Allah Teâlâ bu Kur'an'da haram kıldığı ؛eylerden ba؛kasını haram kılmadığını mı zannediyor? Dikkat edin! Allah'a yemîn olsun ki ben bazı ؛eyleri vaaz ettim ve emrettim bazı ؛eylerden de yasakladım. Hiç ؛üphesiz (gizli vahiy yoluyla benim lisanımla) emrettiğim ve yasakladığım bu ؛eyler miktar olarak Kur'an gibidir hatta Kur'an'dan da fazladır.”[8]

3. Yine İrbâd b. Sâriye'den -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olduğuna gِre o ؛ِyle demi؛tir:

((صَلَّى بِنَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ذَاتَ يَوْمٍ، ثُمَّ أَقْبَلَ عَلَيْنَا فَوَعَظَنَا مَوْعِظَةً بَلِيغَةً، ذَرَفَتْ مِنْهَا الْعُيُونُ، وَوَجِلَتْ مِنْهَا الْقُلُوبُ، فَقَالَ قَائِلٌ: يَا رَسُولَ اللَّهِ! كَأَنَّ هَذِهِ مَوْعِظَةُ مُوَدِّعٍ فَمَاذَا تَعْهَدُ إِلَيْنَا؟ فَقَالَ: أُوصِيكُمْ بِتَقْوَى اللَّهِ وَالسَّمْعِ وَالطَّاعَةِ وَإِنْ عَبْدًا حَبَشِيًّا. فَإِنَّهُ مَنْ يَعِشْ مِنْكُمْ بَعْدِي فَسَيَرَى اخْتِلاَفًا كَثِيرًا، فَعَلَيْكُمْ بِسُنَّتِي وَسُنَّةِ الْخُلَفَاءِ الْمَهْدِيِّينَ الرَّاشِدِينَ، تَمَسَّكُوا بِهَا، وَعَضُّوا عَلَيْهَا بِالنَّوَاجِذِ، وَإِيَّاكُمْ وَمُحْدَثَاتِ الْأُمُورِ، فَإِنَّ كُلَّ مُحْدَثَةٍ بِدْعَةٌ، وَكُلَّ بِدْعَةٍ ضَلاَلَةٌ )) [ رواه أبو داود ]

“Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- birgün bize namaz k‎‎ld‎‎rd‎‎.Sonra bize yüzünü dِِndü ve bize gِِzya؛‏lar‎ını‎n akt‎ً‎ığı ve kalplerin ürperdiği beliًi bir ًِüt verdi. Orada bulunanlardan birisi:Ey Allah'‎n elçisi! Sanki bu vedâ eden kimsenin ًِüdü gibiydi. O halde bize neyi tavsiye edersiniz? diye sordu. Buyurdu ki: Allah Teâlâ'dan korkman‎‎z‎ ve ba‏‎‏‎n‎‎zdaki emir habe‏‏li siyah bir kِِle bile olsa ona itaat etmenizi vasiyet ediyorum. Zirâ sizden kim benden sonra ya‏parsadînde çok ihtilaflar girecektir. Bu sebeple benim sünnetime sahih hadislerime ve hidâyeti bulmu‏؛ (benim eğitimimi almı؛) râ‏؛id halifelerimin (EBU BEKİRضMEROSMANALİ RADIYALLAHU ANH) sünnetine sar‎ılı‎n. Onlara az‎ı di؛‏lerinizle sarı‎ıl‎rcasu‎na sarı‎lı‎n.Dînde sonradan çı‎kar‎ılan ‏؛eylerden sak‎n‎n(sadece Kurana uyarız gibi). çünkü dînde sonradan ç‎ıkar‎lan her ‏؛ey bid'att‎r her bid'at da dalâlettir (sap‎ıkl‎ıktı‎r).”[9]

ـüçüncüsü: فslâm âlimlerinin icmâ‎ Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in sünnetinin huccet olduًuna delâlet etmi‏tir.

Nitekim imam ‏âfiî -Allah ona rahmet etsin- bu konuda ‏ِ؛ِyle demi‏tir:

"BenRasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'den haber verildiًi halde onun haberini kabul etmeyen onunla yetinmeyen ve onu sünnet olarak isbat etmeyen sahâbe ve tâbiînden hiç kimse bilmiyorum.Kendileriyle ayn‎‎ çaًda bulu‏‏tًumuz tâbiînden sonraki nesil olan etbâu't-tâbiîn de bِyle yapm‎‏‎‏lard‎r.Onlar‎n hepsi Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'den gelen haberi isbat etmi‏‏ler ve onu sünnet ve sahih hadislerini geçerli senet saym‎‏‎‏lard‎r. Sünnete uyan kimse methedilmi‏‏ ona ayk‎‎r‎‎ hareket eden kimse ise yerilmi‏‏tir.Bize gِre bu mezhepten (yoldan) ayr‎‎lan kimse Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in ashâb‎ ile onlar‎n ard‎ndan günümüze kadar gelen ilim ehlinin yolundan ayr‎‎lm‎‏‎‏ ve bozguncu cehâlet ehlinden say‎‎lm‎‏‎‏t‎‎r."

Diًer mezhep alimleride ve MevlanaYunus Emre gibi Hak dostlar‎da PEYGAMBER EFENDفMفZ'E S.A.V ve sünnet ve sahih hadislerine baًl‎d‎rlar.sonradan ç‎kan bidatçilerden beridirler.

Dِrdüncüsü: insan akl‎‎da(bunca ayet ve sahih hadis ve deliller ile) Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in sünnetinin huccet olduً‎na delâlet etmi‏tir.

Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in Allah'‎n elçisi olduً‏u onun haber verdiًi her ‏‏eyi tasdik etmeyi ve emrettiًi her konuda ona itaat etmeyi gerektirir.

Allah Teâlâ'dan bize hakk‎ hak olarak gِِsterip ona uymay‎‎ bât‎‎l‎‎ da bât‎‎l olarak gِsterip ondan sak‎‎nmay‎ nasip etmesini niyaz ederiz.

Allah Teâlâ Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'e salât ve selâm eylesin.

[1] Nisâ Sûresi: 80

[2] Nisâ Sûresi: 59

[3] Nûr Sûresi: 63

[4] Nisâ Sûresi: 65

[5] Enfâl Sûresi: 24

[6] Nisâ Sûresi: 59

[7] Tirmizî Ebu Dâvûd ve فbn-i Mâce sahîh bir senedle rivâyet etmi‏ler Tirmizî 'hadis hasendir' demi‏tir. Bknz: Sahihu Suneni't-Tirmizî hadis no: 2663

[8] Ebu Dâvûd 'Kitabu'l-Harac ve'l-فmâre ve'l-Fey'

[9] Ebu Dâvûd 'Kitabu's-Sunne'

Comments

Popular posts from this blog

NEDEN İSLAM (NEDEN ALLAH CELLE CELALÜH'E İNANMALIYIZ?)